NTV ÖZEL RÖPORTAJI DEŞİFRESİ 28.09.2016

TİKA deyince tabii akla Türkiye’nin yurt dışındaki faaliyetleri, hem kalkınma ve yardım anlamındaki faaliyetleri geliyor. Ama 15 Temmuz’dan sonra şöyle bir baktığımızda Fethullahçı örgütle mücadele ve o ülkelerde yapılan mücadele de ön plana çıkmış gibi görünüyor. Bunların hepsini konuşacağız, ama öncelikle TİKA bünyesinde bakacak olursak 15 Temmuz’dan sonra görevden alınan ya da ihraç edilen kaç personel var?

 28 Eylül 2016 / Saat: 16.08 Süre: 18 Dakika

SUNUCU- Ankara’dan iyi akşamlar. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanı Serdar Çam konuğumuz.

Hoş geldiniz efendim.

TİKA BAŞKANI SERDAR ÇAM- Hoş bulduk.

SUNUCU- TİKA deyince tabii akla Türkiye’nin yurt dışındaki faaliyetleri, hem kalkınma ve yardım anlamındaki faaliyetleri geliyor. Ama 15 Temmuz’dan sonra şöyle bir baktığımızda Fethullahçı örgütle mücadele ve o ülkelerde yapılan mücadele de ön plana çıkmış gibi görünüyor. Bunların hepsini konuşacağız, ama öncelikle TİKA bünyesinde bakacak olursak 15 Temmuz’dan sonra görevden alınan ya da ihraç edilen kaç personel var?

TİKA BAŞKANI SERDAR ÇAM- Tabii biz süreci 15 Temmuz’dan çok daha öncesinden başlamıştık, 17-25 Aralık’la ilgili çalışmalarla birlikte yaklaşık 3 yıldır yürütmüş olduğumuz bir çalışma var ve diğer ülkelerdeki yapmış olduğumuz bilinçlendirme çalışmalarıyla birlikte o günden bugüne kadar yaklaşık 100’e yakın personelle ilgili birtakım inceleme ve çalışma yaptık; açığa alma çalışmalarımız oldu, Başkan Yardımcısı düzeyinde, yönetici düzeyinde 17-25 sonrası görevlerden uzaklaştırmalarımız yapıldı, yerel personel konusunda bazı değişiklikler yapıldı. Ve toplam o günden bugüne yerel personel de dahil olmak üzere 30’un üzerinde personelimizin görevine son verdik ve görevden uzaklaştırmış olduk.

SUNUCU- Yerel personel dediğiniz diğer ülkelerde, hangi ülkelerden?

TİKA BAŞKANI SERDAR ÇAM- 56 ülkede ofisimiz var, özellikle FETÖ örgütünün aktif olduğu, geçmişte Türk okullarından mezun olmuş ve bir şekilde iltisakı, irtibatı olabilecek kişileri biz 17-25’ten bu tarafa tespitlerimizi yaparak, incelemelerimizi yaptıktan sonra. Tabii ki yani okullardan mezun olup da devletimize saygılı bir şekilde çalışan, düzgün çalışan personelimizi ayrı tutarak incelemeler neticesinde görevden uzaklaştırdık.

SUNUCU- Şimdi 150 ülkede faaliyet gösteren, 56 ofiste hizmet veren bir kuruluştan bahsediyoruz TİKA olarak ve faaliyet gösterdiğiniz bazı ülkelerde, hatta belki de birçok ülkede siz bunu daha iyi doğrulayabilirsiniz, bu Fethullahçı örgütün sivil toplum kuruluşu eliyle ya da okullarıyla o ülkelere nüfuz etmeye çalıştığını da bizzat arazide gördünüz. Böyle çatıştığınız noktalar oldu mu 15 Temmuz öncesinde? 15 Temmuz’dan sonra ne değişti?

TİKA BAŞKANI SERDAR ÇAM- Tabii bu çok öncesinde, yani ben TİKA’ya başlayalı işte 5 yılı geçti, 2011 yılında başladığımda en çok dikkatimi çeken şey bir gereksiz kıskançlık, bir rekabet, bir çatışma, devlete kafa tutma, devletin olmadığı yerlerde bile biz varız, onun için bizim önümüze çıkmayın gibilerden böyle aba altından sopa gösterir tarzda birtakım yaklaşımlarla sürekli karşı karşıya kalıyorduk. Tabii bir şekilde belli yanlışlıkları görsek de, bir şekilde işte yurt dışına gittiğimiz zaman milli durmaya çalışıyorsunuz, aynı bayrağın altında birçok STK’larla faaliyet yapıyorsunuz, onlarca insan var orada ve bir şekilde dikkatli hareket etmeye çalışıyorsunuz. Ama buna rağmen biz birtakım tedbirleri 2013 öncesinden almaya çalıştık. Dolayısıyla zaman zaman kavgalarımız, çatışmalarımız yaşanıyordu. Gerek yardım faaliyetlerinde, gerek eğitim faaliyetlerinde, sosyal etkinliklerde, kültür etkinliklerinde, her alanda karşımıza bir şekilde çıkıyordu. İşte devletin, büyükelçiliklerin, TİKA’nın olmadığı yerlerde biz varız, şöyle hizmet ediyoruz, böyle fedakârlık yapıyoruz şeklinde bir şımarıklıkları vardı ta ki bu 17-25 Aralık’a kadar sürdü. Aslında 17-25’le birlikte biz bir oh dedik. Bu manada, yani net bir şekilde bunun bir terör faaliyeti, bir örgüt olduğu ilan edildikten sonra, devletimiz de artık bu konuda net bir sonucu vardıktan sonra biz her alanda onların önünü kesecek şekilde, onların bir şekilde en azından meydanlara rahat çıkabilecek şekilde faaliyette bulunmaya başladık.

SUNUCU- Şimdi Amerika’dan Afrika’ya, Orta Asya cumhuriyetlerinden Balkan ülkelerine kadar bir faaliyet alanı var TİKA’nın. Anlattığınızda karşınızdaki muhataplarınız 17-25’ten sonra ne kadar anlamışlardı, 15 Temmuz’dan sonra Türkiye’deki operasyonlarla da tabii FETÖ’nün –tırnak içi söylüyorum- beli kırılmaya çalışıldığı için artık yurt dışında da faaliyetlerini yürütemiyorlar diyebilir miyiz genel çerçevede baktığımızda?

TİKA BAŞKANI SERDAR ÇAM- Yani daha zorlanarak yürütebilecekleri yerler hala var. Bu sonuçta aslında bir örgüt, adı üstünde terör örgütü. Her türlü ilişkisi olabilecek, parayı ve birtakım ilişkileri terör örgütleri irtibata geçerek her türlü tehlikeli adımlar atabilecek bir örgüt. Ve taşeron örgüt, merkezi Pensilvanya ’da olan ve birilerine taşere edilmiş bir örgüt. Dolayısıyla kırılgan ekonomilerde sıkıntıları olan, ekonomik zorlukları olan, insan kapasitesi gelişmemiş, devlet kapasitesi oturmamış yerlerde hızlı bir şekilde girip güçlenebilecek birtakım altyapıları kurmuşlar. Yani birkaç okul açıyorlar, hemen uyduruktan birkaç şirketi göstererek işadamı derneği kuruluyor, bir-iki tane etkinlik, kültürel faaliyet, göstermelik birtakım çalışmalarla orada ses getirici birtakım çalışmalar yapılıyor. Küçük ekonomiler olduğu için hemen sivrilmeleri çok kolay oluyordu. Tabii büyük bir çoğunlukta bunlar Türkiye Cumhuriyeti’nin temsilcileriymiş gibi algılanıyor. Yani sizin adınıza geliyorlar, dolayısıyla biz onun için onların önünü açtık, mademki bunlar Türkiye Cumhuriyeti’ne bir tehdit oluşturuyor, bir tehlike oluşturuyor, sizin dostunuz olmayan bizim de dostumuz olmaz deyip net bir şekilde tavır koyabilen ülkeler koyuyor. Koyamayanların en büyük sıkıntısı, çok ciddi manada bir kangren, bir hastalık gibi sisteme girmiş durumda. İşte okullar kanalıyla siyasi ilişkilere, bürokratik ilişkilere ve sinsi ilişkilere girdikleri için kolay kolay tasfiye edemiyorlar. Çünkü güçlü bir ekonomiye de ihtiyaçları var hükümetin ayakta durabilmesi, yıkılmaması için.

SUNUCU- Gittikleri ülkelerde FETÖ’de hep şunu görüyoruz: Evet, siyasi olarak kurumların içine sızmaya okullar vasıtasıyla çalışıyorlar, yardım dernekleri vasıtasıyla bir kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar, ama hep de bir ekonomik ağ var ve bu ağ üzerinden de devam ediyor faaliyetler.

TİKA BAŞKANI SERDAR ÇAM- Tabii.

SUNUCU- Şunu özellikle vurgulamak istiyorum bu noktada: Kırgızistan üzerinde galiba durmak gerekiyor, çünkü biz 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Mevlüt Çavuşoğlu’nun da orada da benzer bir girişim olabilir şeklinde uyarısına da sert de bir yanıt geldi aslında o yönetimden. TİKA’nın faaliyetleri açısından baktığımızda ne değişti ya da bir şeyler değişti mi, TİKA orada faaliyetini yürütebiliyor mu? Çünkü Kırgızistan’da ciddi bir FETÖ yapılanması olduğu üzerinde duruluyor.

TİKA BAŞKANI SERDAR ÇAM- Tabii bunun iki boyutu var. Kırgızistan, sonuçta bizim ata yurdumuz, kardeşlerimizin olduğu bir ülke ve onların mağduriyeti bizim mağduriyetimiz. 5 milyonluk bir nüfusu var, çeşitli sıkıntılar yaşadılar, devrimler yaşandı, hükümetin tekrar toparlanması, kurulması için ülkemiz çok ciddi yardımlarda bulundu. Bizzat Cumhurbaşkanı Atambayev Türkiye’ye çeşitli vesilelerle geldi, bir abi olarak Sayın Cumhurbaşkanımızı, bir öncesi Cumhurbaşkanımızın her seferinde desteklerini aldı, yardımlarını aldı ve minnet duygularını ifade ederek gitti. Dolayısıyla böyle bir süreç yürütülürken aniden birtakım nahoş açıklamaları bir şekilde dikkatli okumak lazım. Burada tabii kontrol edilemeyen mekanizmaların olabileceği dikkate alınması lazım. Biz zaman içinde, özellikle 17-25’ten sonra Türkiye’nin çok hoşuna gitmeyecek bazı uygulamalar olsa bile biz bunu uygun lisanla, usulü lisanla anlatmaya çalıştık.

Mesela orada Orta Asya’nın en büyük okulunu inşa ettik 8 milyon dolarlık Oş şehrinde. Onun başındaki müdürü aniden değişiklik yapıp işte bu FETÖ örgütüne yakın bir Kırgız’ı yerleştirmişlerdi. Biz o zaman dedik ki; bakın bu kadar yardım yapılıyor, destek yapılıyor, ülkemizde de 17-25’te yapılan çok ciddi bir saldırıyla birtakım sıkıntılar yaşanıyor, lütfen o konuda bizi üzecek bir şey yapmayın, bu değişimi yapmayın dedik ve o görevi tekrar geri aldılar. Dolayısıyla yanlışlıklar olsa da bizim sabırla gitmemiz lazım. Bu ülkelerin ekonomileri, siyaset yapıları daha yeni yeni oturuyor, 25 sene olmuş bağımsızlıklarını elde edeli. Siyasi kırılganlıklar var, karşılarına birtakım güç odaklarını aldıkları zaman iktidarlarını, hükümetlerini ciddi manada sıkıntıya sokabileceklerini dikkate alarak biz açıkçası her şeye rağmen ata yurdumuzun hatırına belli şeylerde sabırla gidilmesi gerektiğin ifade ediyoruz mümkün olabildiğince, teknisyen bir çalışmayla. Ama tabii ki bir şekilde de bizi üzecek şekilde de açıklamaların yapılmaması lazım. Etkinler, sadece Kırgızistan’da değil pek çok Orta Asya ülkesinde etkinler. Burada en etkin olmadıkları yer Özbekistan’dır. Ben 2014 yılında gittiğimde bizzat Özbekistan Başbakan Yardımcısı Sayın Azimov’a tebriklerimi iletmiştim, aynı şekilde Rusya’da da öyle. Herkesin fark edemediği, fakat sizin çok erken bir şekilde devlet aklınızla fark ettiğiniz, bu ihaneti gördüğünüz ve bir şekilde de bunları tasfiye ettiğiniz için tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum demiştim.

SUNUCU- Azerbaycan’ı merak ediyorum bu noktada?

TİKA BAŞKANI SERDAR ÇAM- Azerbaycan’da da tabii Sayın Aliyev çok ciddi manada Türkiye’deki tecrübeyi dikkate alarak büyük bir mücadele veriyor, önemli çalışmalar yapıyorlar. Tabii etkinler, yani oradaki okulların bir şekilde el değiştirilmesi, işadamları derneğinin bir şekilde kapatılması ve üyelerinin takibe alınması konusunda birtakım çalışmalar yapıyorlar. Ama bu bir hastalık, yani normal bu Hollywood filmlerindeki uzaylıların dünyayı işgal etmesi gibi, zombilerin işgal etmesi gibi her yerde aslında tehlike ve tehdit teşkil ediyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın Birleşmiş Milletler’deki açıklaması çok önemli bir açıklama. Bugün belki hissedilemez, ama 3-5 sene sonra biz pek çok ülkede Türkiye’den çok daha beter darbeleri bunların okullarında yetiştirdiği örgüt üyeleri kanalıyla, çünkü küçük ekonomiler, 40-50 milyon dolarlık ekonomilerle oradaki yatırımlar, işadamları ve bürokratik ilişkilerle bütün sisteme hâkim olabileceklerini dikkate aldığımızda Balkanlar’da, Afrika’da, Orta Asya’da büyük tehdit teşkil ediyorlar. Onun için topyekûn mücadele lazım. DAEŞ neyse, PKK neyse, Boko Haram neyse, Taliban neyse, El Kaide neyse, dünyanın en önemli tehdit unsurlarından bir tanesi de bu. 

SUNUCU- Şimdi bizim tabii tarihi, kültürel, dil bağı ya da din bağı olduğu noktalarda faaliyet gösteriyor TİKA daha çok ve Balkanlar da bu anlamda önemli. Sizin daha önceki bir açıklamanızdan okuduğum kadarıyla Kosova ve Arnavutluk’ta da FETÖ’nün etkin olduğu da tespitler arasında. Bu noktada ülke yönetimleriyle yapılan görüşmelerde yeni bir boyuta gelinebildi mi, yoksa hala aynı durumda mı bu iki ülkede durum?

TİKA BAŞKANI SERDAR ÇAM- Tabii ülke bazında, siyasi bazda yürütülen çalışmalar var, büyükelçiliklerimizin yürüttüğü. Ancak Balkanlar’da bakıldığında, Arnavutluk’ta ve Kosova’da etkin oldukları eskiden beri bilinen bir gerçek. Bunun pek çok nedenleri var uluslararası siyaset açısından bakıldığında, çok uluslu bir parametre içinde bakıldığında, dinler arası rekabete bakıldığında etkinlikler anlaşılabilecek bir konumda. Özellikle Kosova için gerçekten çok üzücü bir durum. Sayın Cumhurbaşkanımızın bizzat mücadele verdiği, Kosova’nın bağımsızlığı için her ülkede gidip tek tek tanınması konusunda özel çaba sarf ettiği bir noktada bu kadar bunların etkin olabilmiş olması, kontrol altına almaya çalışmış olması tabii üzücü bir hadise. Sonuçta tabii ki orada hükümetin hemen hemen hepsi karşı olsalar bile direkt açıktan karşılık veremeyebiliyorlar, çünkü kontrol altına alıyorlar. Kosova halkı, Arnavutluk halkının zaten böyle bir sıkıntısı yok, soydaşlarımız pek çok noktada Türkiye’yle de ailevi irtibatları olan ülkeler, ama sinsi bir örgütlenme neticesinde büyük bir çalışma içindeler orada.

SUNUCU- Okullarla ilgili Maarif Vakfı’na devredilmesi konusunda çalışma yürütüldüğünü biliyoruz, bunun yasal altyapısı da hazırlandı, ama TİKA’nın da açtığı ya da devraldığı okullar var, şu anda hangi nokta üzerinden ilerliyor FETÖ okulları yurt dışındaki?

TİKA BAŞKANI SERDAR ÇAM- Şimdi biz tabii FETÖ okullarının devralınmasıyla ilgili herhangi bir çalışma yapmadık. Biz kalkınma yardımları, biz mümkün olabildiğince o ülkelerin Milli Eğitim Bakanlıklarıyla, yerel yönetimleriyle veya uygun STK’larıyla devletimize müzahir olabilecek, devletimizin-milletimizin çıkarlarına uygun olabilecek işbirlikleri yaparak pek çok ülkede okul inşası yaptık. Şu anda mesela Nijer’de kız ve erkek okulu, yurtlarıyla, spor tesisleriyle yaklaşık 20 milyon dolarlık bir tesisimiz bitmek üzere. Orada bir şekilde eğitim çalışmalarına başlamış olacağız. Buna benzer Balkanlar’da onlarca okulumuz var, Filistin’de, Arap ülkelerinde, özellikle kız öğrencilerin eğitimi konusunda çok ciddi çalışmalar yapıyoruz, Afganistan’daki kızların eğitim seviyelerinin artırılmasına dönük. Bunların hepsini şimdi tespit ettik. İnşallah Maarif Vakfı etkinleştikçe, harekete geçtikçe peyderpey bütün bu eğitim çalışmalarımızı ağırlıklı ona devretmeyi planlıyoruz. Yine geçici görevlendirmeyle gönderdiğimiz akademisyenlerimiz, öğretmenlerimiz var. Daha önce Yunus Emre Enstitüsü kuruluncaya kadar Türkoloji faaliyetlerini de biz TİKA olarak yürütüyorduk. Ve bu çerçevede pek çok üniversiteden hocalarımızı yurt dışında Türkçe eğitim vermek üzere görevlendiriyorduk. Yunun Emre’nin etkin olduğu yerlerde hep onları devrettik. Peyderpey buna benzer eğitim faaliyetlerinin hepsini devredeceğiz.

SUNUCU- Şimdi şöyle bir başlıklara bakıyorum; eğitim, sağlık, restorasyon, tarımsal kalkınma, maliye, turizm, sanayi alanlarında birçok proje ve faaliyet TİKA tarafından gerçekleştiriliyor birçok ülkede, hatta kıtada.

Uluslararası yardım rakamlarına bakıldığında, Türkiye’nin ekonomisiyle de kıyaslandığında Türkiye’nin yeri nedir ve hedefiniz bundan sonra tabii daha mı artırmak?

TİKA BAŞKANI SERDAR ÇAM- Kalkınma yardımlarının rakamlarına bakıldığında insani yardımlar açısından ve topyekûn bütün dış yardımlara bakıldığında dünyada arka arkaya yaklaşık 2012’den beri rekor kırıyor Türkiye. Birkaç defadır birinci oldu insani yardımlarda yüzdelik açısından milli gelire oranla ki bu sene son rakamlara bakıldığında, 2015 rakamlarına bakıldığında insani yardımlar konusunda Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra dünyadaki en büyük insani yardımı yapan ülke Türkiye, ikinci ülke. Ama milli gelire oranla bakıldığında yüzde 0.45’le en yüksek yardımı Türkiye yapıyor ve birinci ülke. Arka arkaya üç yıldır Türkiye dünyanın en cömert ülkesi seçiliyor. Bu tabii bir taraftan övünülecek bir husus, ama diğer taraftan da düşünülmesi gereken bir husus. Yani pek çok petrol zengini, maden zengini ve işte sanayi zengini ülkelerin olduğu bir dünyada, Avrupa Birliği olduğu ülkede birçok işte kredi noktalarının hesaplılarının yüksek tutulduğu yatırım yapılabilir gibi birtakım sonuçların ilan edildiği ülkelerde bunların çok çok altında yardımlar yapılırken, bir Avrupa Birliği üyesi ülke 1000 tane Suriyeli göçmen geldi diye krize girerken, biz bir hafta sonra da 200 bin Suriyeliyi ülkemize misafir edebilecek bir kapasiteye ulaşmışken bunların hepsinin tabii değerlendirilmesi, tartışılması lazım. Yani birçok normlar, standartlar 30 sene öncesinin, 40 sene öncesinin ölçümlemeleriyle yapılmasının artık mümkün olmadığını gösteriyor.

SUNUCU- Çok kısa bundan sonra yapılacak birer cümleyle projelerle ilgili bilgi alabilir miyiz?

TİKA BAŞKANI SERDAR ÇAM- Tabii 15 Temmuz hepimiz için çok büyük bir yara, üzüntü verici bir şey. Yani biz taraftan Mali Parlamentosunu yeniden inşa edip modern, Türkiye’nin standartlarında bir parlamento inşa ederken, benim de o gece olduğum Parlamentomuz bombalandı. Ülkemiz böyle bir imajı asla hak etmiyor. Pek çok devlet kuruluşlarına, bakanlıklarına biz kapasite transferi yapan bir kuruluşuz. Hemen hemen her alanda Türkiye’nin tecrübesini aktarmak üzere ortalama yılda 3 bine yakın uzmanı Türkiye’ye getiren bir kuruluşuz. Değişik alanlarda tarım, sanayi, yerel yönetimler gibi birçok alanda eğitim veren bir model olarak Türkiye öneren bir noktadayken, polis eğitimleri, savcı-hâkim eğitimleri, Hazine, Maliye gibi uzmanların eğitimi gibi konularda eğitim verirken Türkiye’nin 15 Temmuz’da yaşamış olduğu imajı bir şekilde düzeltmek üzere büyük bir çaba sarf ediyoruz. Türkiye bu noktada değil, bu bir terör örgütünün faaliyetidir. Nasıl ki Nice’de bir sapık kamyona binip yüzlerce insanı katledip biçtiyse, başka bir terör örgütü de tanka binip insanlarımızı katletti. Bunun yarasını sarmaya çalışıyoruz. Bunun ötesinde, terör faaliyetinin haricinde başka bir mesele yoktur ülkemiz demokratik. İnsan haklarına ve parlamenter rejime saygılı bir şekilde dünyaya en örnek olabilecek bir model olduğunu anlatacak çalışmalar yapıyoruz. Hemen hemen her ofisimizde 15 Temmuz’u anlatan faaliyetlerimiz var, her etkinliğimizi bir şekilde 15 Temmuz’la ilintilendiriyoruz. FETÖ örgütünün tehlikesini, tehditlerini o ülkelere anlatıyoruz, onlar bizim kardeşimizse, onlara yardım ediyorsak en büyük yardımın bu olduğunu düşünüyoruz. Tabii bunun haricinde devletimizin imkânları çerçevesinde biz ortalama 1700-1800, 2000’lere varan proje yapıyoruz; hastane, okul, restorasyon çalışmaları, tarımsal kalkınma projeleri, sanayi kalkınma projeleri, Türk teknolojisinin oraya aktarılması, makine-ekipmanların gönderilmesi, eğitimlerin verilmesi, orada bir kapasitenin oluşturulması gibi yüzlerce projemiz hayata geçiyor. Bunları adım adım aksatmaksızın devam edeceğiz inşallah.

SUNUCU- Peki, çok teşekkür efendim, kolaylıklar diliyorum.

TİKA BAŞKANI SERDAR ÇAM- Ben teşekkür ediyorum, çok sağ olun.

SUNUCU- Çok sağ olun.

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanı Serdar Çam sorularımızı yanıtladı.

İyi akşamlar.