Sırlar Alemine İbrahim Hocayı Uğurlarken: 06.06.2023

Vatan için karargahta, kıtada; havada, karada ve denizde görev yapan tüm güvenlik kadrolarımızı Rabbim korusun, düşmanlara karşı Başkomutanımızla beraber muzaffer eylesin. UĞURLAR OLA GÜZEL DOST...

Kendisiyle ilk kez 2003’te yeni kurulan SETA’da tanışmıştık.

Genç, mütevazı ve akıllı bir akademisyendi.

Edebiyat, sanat, kültür derken bir gün bir baktık ki güzel sesiyle birlikte güzel bağlama da çalıyormuş.

Prof. Dr. İbrahim KALIN, son siyah/beyaz profil fotoğrafıyla bu dünyaya veda edip, zorlu, sıkıntılı ama şerefli bir aleme uçtu. (Ahiret alemi olmasa da sırlar alemine intisap etti. İyice bir sırlanıp tekrar sivil hayata dönünceye kadar görünen ve görünmeyen tarafıyla o farklı bir aleme göçtü.. Tıpkı fotoğrafındaki gibi.)

Kim bilir o fotoğraf karesiyle; “artık bu alemde pek konuşamasak da, şu iki günlük dünyada çay bahane, maksat muhabbet” demek istemiş olabilir.

Saz kadar söz ehli olan eski “Sözcümüze” artık her yerde söz söylemek de haram.

Dili sussa da, kalbi en az beyni kadar çalışmaya, artan hissiyatıyla devam edecek.

Yüreği yandıkça yalnız veya birkaç dinleyeniyle yine sazı ve türküleri belki etrafta çınlayacak ama bizler duymayacağız.

Bunaldıkça o çok sevdiği kalemlerini, mürekkep şişelerini, özel kağıtlarını çıkarıp birkaç kelamla tarihe notlar düşecek.

Dünyanın en önemli liderinin, devletinin ve milletinin selamette ve esenlikte olması için yardan, serden, dosttan, sohbetten, kısacası sırrını çoğaltmasına engel olacak her şeyden vazgeçecek.

Tıpkı 13 yıl boyunca selefinin yaptığı gibi, büyük fedakarlıklar yapacak, maddi ve manevi bedeller ödeyecek.

Ancak, söz söylemeden o yine konuşacaktır.

O çok sevdiği siyah/beyaz çekim yapan Leica fotoğraf makinasıyla, Ara Güler’den öğrendiklerini foto kareleri üzerinden duygu ve düşüncelerini aktarmaya devam edecektir, kim bilir?

Kendi çapında denemeler yaptığı hat sanatından bazı karalamalar sonrası belki de en güzel eserleri bu dönemde çıkacaktır.

Ciğerleri yandıkça, hüzün çöktükçe kimileri duman çekerken, belki de o; “Ya Hu, Ya Sabır, Tevekkeltü Alellah,..” hatlarını uzun mesailerinde, toplantılarında karalayacaktır.

Ankara’da 21 yılda nice dostlar geldi geçti. Yüzlercesini, binlercesini tanıdık ama herkes kendi mecrasında işinde gücünde olurken yavaş yavaş da yalnızlaştı. Belki çok tanıdık oldu ama dostluklar azaldı. Aradan geçen yıllar herkesin saçını sakalını ağarırken, kamu hizmetleri ifa edilirken, bir taraftan da herkes nefis tuzaklarıyla mücadele etti. Dostlukların bir kısmı rekabete dönüştü, kavgalar küskünlükler oluştu. En acısı da bazı dostlar böyle güzel bir topluluğu terk edip, ihanet ateşini ateşledi. Heva ve nefsin azgınlıklarına direnmesini bilemeyen pek çok dostumuzu yitirdik.

Bizlerin bir araya gelmesine vesile olan özel arkadaşlarımız aniden terk edip, bizi bırakıp gitti. Beraberce ailecek buluştuğumuz, ziyaretler yaptığımız dostlarla savrulmalar yaşadık, selamı sabahı kestik. Hatta karşı cephelerden siyasi rakipler olduk.

Necip Fazıl’ın “Çile” kitabında; “siyasetin karanlık çukurlarından ancak şiirle korundum” ifadesi anlamlıdır. Savrulmaların yaşanmaması, hırsların dizginlenmesi için siyaset/devlet işlerinde; aslında her alanda özel meşgale, hobi, sanat vs. çalışması kolaylık sağlar.

Hepimizin en büyük düşmanı olan azgın nefislerimizin zaptu raptı için ek çabalar gerekir.

İşte İbrahim hoca da bu alanda kendi çapında sanatla devlet işlerini dengeleyerek götürmeyi başarabilen ender dostlarımızdan biri olmuştur.

Sazı üzerinden bir hayli sosyal medya matraklığı dönmüş olsa da, aslolan yapacağı önemli vazifelerdir. Sn. Cumhurbaşkanımızla yıllarca yakın çalıştıktan sonra, çok da uzak olmayan konuların merkezine oturmuştur.

Selefi, yeni Dışişleri Bakanımız Dr. Hakan Fidan’ın bin bir krizden zaferle çıkarak sürekli geliştirdiği dünya çapında mükemmel bir teşkilatın başına tüm sınavlardan, testlerden geçerek gelmiştir.

İşlerin müdrikinde olan; bütün meselelerin sorumluluğuna ve salahiyetine haiz, Cumhurbaşkanımızın tahtı terbiyesinde yetişmiş biri gelmiştir.

Kalede de zaten çok iyi yetişmiş, özel birikimleri olan güçlü bir kurmay kadronun başında yine önemli başarılara imza atmaya devam edeceklerine hiç şüphe yoktur.

Elbet bir gün o ve onunla birlikte diğer kurmayları da inşallah salimen tekrar sivil hayata döneceklerdir. Vatan için karargâhta, kıtada; havada, karada ve denizde görev yapan tüm güvenlik kadrolarımızı Rabbim korusun, düşmanlara karşı Başkomutanımızla beraber muzaffer eylesin.

UĞURLAR OLA GÜZEL DOST…